Vatikan, Michelangelo Sistin Şapelini nasıl süsledi/boyadı ? Bölüm II/III

Vatikan, Michelangelo Sistin Şapelini nasıl süsledi, boyadı ?
1'den 5'e değerlendirmek için yıldıza tıklayın!
[Toplam: 21 Ortalama: 5]

Bu hafta, geçen haftaki yazımın devamı olarak dünyaca ünlü Vatikan Müzelerinin ve tabii sanat dünyasının en etkileyici eserlerinden bir olan Michelangelo’nun Sistin Şapelini, değerli Blog Takipçilerime ve misafirlerime anlatmak istiyorum. İşte ikinci bölüm…

Piermatteo’nun freskli tonozları nihayet kesildiğinde/temizlendiğinde, tavan yeni dekorasyonlar için hazırlanabilirdi. İlk olarak duvar yüzeyine Arriccio adı verilen kalın bir kaba sıva tabakası uygulandı. Her yeni iş gününün başında, üzerine Intonaco olarak bilinen çok daha ince bir sıva tabakası döşenmeden önce, hava koşullarına bağlı olarak birkaç hafta, hatta bazen aylarca tamamen kurumasını beklemek gerekiyordu. Taze sıva, mala izlerini gidermek ve yüzeye boyanın yapışabileceği bir doku kazandırmak için bir bezle silinmeli ve beklenmeliydi, belki bugün bu işlemi bizler zımpara çekmek olarak adlandırırsak hata yapmış sayılmayız.

Michelangelo daha sonra ıslak Intonaco sıvasını kendi resimleriyle kaplamak için gün boyunca hızlı bir şekilde çalışmak zorunda kalıyordu, eğer sıva çok kurursa pigmentler içeri nüfuz edemeyecektiler. Her günün ıslak sıva kısmı işine, İtalyanca Giornata veya Türkçe Gün olarak adlandırabiliriz. Eğer yakından bakarsanız, sıvadaki zorlukla görülebilen birleşim yerlerini belirleyerek bir günün nerede bittiğini/bir günün işini ve bir sonraki gün işinin nerede başladığını günümüzde hala görebilirsiniz.

Gördüğünüz gibi fresk resmi yapmak karmaşık ve uzmanlık isteyen bir işti ve kariyerinin bu noktasında Michelangelo deneyimli bir ressam değildi. Bu büyük sanatçı, belki enfes bir heykeltıraş olabilirdi ancak ressamlık başka bir işti. Sanatçı başlangıçta, mezar anıtınının heykel traşlık işi ile görevlendirdiği Papa II.Julius’un başka seçeneği de kalmaması üzerine, Sistine Şapeli’ni dekore etme işini belki birazda isteksizce bu Üstada verdi.

Michelangelo’nun Sistin Şapeli’nin süsleme işine atanmasıyla ilgili itirazlar kulak ardı edildi ve bu nedenle yeni yönteminin inceliklerini hızla öğrenmekten başka seçeneği yoktu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ilk adımları biraz tereddütlüydü, ıslak sıva karışımındaki malzemelerin oranlarını tam olarak doğru tutturamayınca, freskteki ilk yanlış deneyleri hızla ortaya çıkmıştı.

Umutsuzluğa kapılan Michelangelo, sıva için kireç yapımında kullanılan yerel taşı suçladı ve bir kez daha bu görevden alınmayı talep etti. Ancak Papanın sorunu araştırması için gönderdiği yerel bir uzmanın tavsiyesi sayesinde, karışımını doğru ayarlamasına yardımcı oldu, gerisi daha kolay olacaktı. Projede ilerledikçe teknikte çok daha hızlı ve daha usta hale geldi, her bir Giornata yı bölen görünür çizgiler sayesinde Michelangelo’nun her gün ne kadar iş başardığını bugün kesin olarak biliyoruz ve projenin sonunda o kadar ilerledi ki, sonuçta inanılmaz derecede ustalaştı. Son resmi olan, Tanrı’nın Işığı Karanlıktan Ayırması konulu resmini bir günde çizdi.

Çizimler
Başka bir yerde, önceden detaylı olarak çalışılan Sistine Şapeli fresklerinin konusunu ve kompozisyonunu detaylı olarak incelediğimiz zaman daha da hayret verici noktalara ulaşılıyor. Michelangelo, hazırlık eskizlerindeki tasarımlarını duvarın gerçek yüzeyine nasıl aktarmıştı? Geleneksel olarak, stüdyoda kağıt üzerine yapılan çizimlerin bugün bu çizimlere eskiz demekte doğu olur (Teknik olarak Karikatür çizimleri olarak adlandırılır) fresk yapılacak duvar ve tavan yüzeylerine aktarılmasının iki temel yöntemi vardı.

İlk yöntem, tasarımın ana hatlarını bir dizi iğne deliğiyle delmeden önce eskiz olarak tam boyutlu bir çizim yapmayı gerektiriyordu. Çizim daha sonra boyanacak yüzeye yerleştirilir ve kömür tozu iğne deliğinden geçirilerek ana hatların duvara aktarılması sağlanırdı.

İkinci yöntem, eskizi duvara doğru tutmayı ve sivri uçlu bir kalem kullanarak ana hatları çizmeyi ve bunları alttaki alçıya basmayı içeriyordu.

İkinci yöntem, çok daha zaman alan bir teknik olmasına rağmen Michelangelo’nun Sistine Şapeli’nde tercih ettiği yöntemdi. Şaşırtıcı bir şekilde, çalışma ilerledikçe ve Michelangelo freskte çalışma konusunda daha becerikli hale geldikçe, eskizlere olan bağımlılığını bırakıp, doğrudan Intonaco üzerinde serbestçe çalışmaya karar verdi. Hataların düzeltilmesi imkansız olmasa da zor olduğundan bu cesur bir hareketti, ancak projenin büyük ölçüde hızlanmasını kolaylaştırdı.

Bu seride yazımın son bölümü, iki hafta sonra aynı gün ve saatte…
Her pazar saat 09:05 te yeni bir yazı ve konu ile karşınızdayım…

Hayat paylaşınca güzel!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.