Romalıların kökleri Türk mü?

Romalıların kökleri Türk'mü
1'den 5'e değerlendirmek için yıldıza tıklayın!
[Toplam: 14 Ortalama: 5]

Bu hafta yazımda her hafta olduğu gibi, değerli Blog Takipçilerime & Misafirlerime Roma İmparatorluğu, Roma ve/veya İtalya hakkında ilginç bir konudan bahsetmek istiyorum. Romalılar ve Türklerim kökenlerini…

Asena ismi belki en tanınmış Türk mitolojik efsane karakterdir. Türkiye’de dişi kurda verilen isimde aynıdır. Buna karşın Türk mitolojisi ile ilgili kaynaklarda çoğunlukla, dişi kurdun doğurduğu erkek çocuklardan birisidir.

Asena efsanesinin birçok farklı şekli bulunur. Aşina, Zena, Asen, Şunnu gibi isimlerle anılan sülalenin, bu dişi kurttan türediğine inanılır. Ayrıca aslının Açina kelimesinden geldiği de düşünülür.

Tarih kitapları da bu konuyu farklı şekillerde aktarmaktadır. Bu efsanenin en eski haline ise Antik Çin kaynaklarında Tü’küe halkının türeyişini anlatan efsanede rastlanır. Bu efsaneye göre, Hiung-nu’ların bir uzantısı olan Tü’küe kavmi, hükümdar soyundandır ve ismi A-Se-Na’dır. Bu soy, kendine ayrı bir ordu kurar ve daha sonra komşu bir kavmin yenilgisine uğrar. Bu yenilgi sonucunda tüm kavim katledilir.

Ama 10 yaşında bir çocuk, hayatta kalır. Kimse bu çocuğu öldürmeye cesaret edemez ve ayaklarını keserek bir bataklığa atarlar. Bu bataklığa ise bir dişi kurt gelir ve çocuğu beslemeye başlar. Çocuk büyüdüğünde ise dişi kurtla çiftleşir ve kurt gebe kalır. Bu sırada düşmanların kralı, çocuğun yaşadığını öğrenir ve öldürmeleri için adamlarını gönderir. Çocuğu öldürmeye gelen adamlar, dişi kurdu görünce öldürmek istemezler.

Dişi kurt, Turfan’ın kuzeybatısında bulunan bir dağın zirvesindeki mağaraya kaçar. Mağaranın içinde ise uzun otlarla kaplı, etrafı dağlarla çevrili bir ova vardır. Dişi kurt burada 10 oğlan çocuk doğurur. Bu çocuklar büyüyünce dışarıdan kadınlar alırlar ve soylarını kurarlar. Çocukların her biri ayrı bir soy adı alır ve birisi de A-Se-Na olur.

Ayrıca Ergenekon Destanı adıyla bilinen hikâye aslen Göktürk destanıdır. Komşuları tarafından tuzak kurularak yok edilen Türklerden geriye kalan birkaç kişinin saklanmak için dağlık bir alanda yol araması ile başlar. Dağların arasında gizlenmiş bir ova bulan bu Türkler, oraya yerleşir ve çoğalır. Yüzyıllar sonra oraya sığmaz hale gelince, çıkmak isterler. Ancak çıkışı bulamazlar. Bunun üzerine çevredeki dağların demir madeninden yapıldığını fark ederler ve demiri eriterek çıkarlar. Çıkışta kendilerine Börte Çene adında bir erkek kurt rehberlik eder.

Bu hikayeylere çok benzeyen bir anlatımda, İtalyan mitolojisinde Etrüskler (Tuskiler) aracılığıyla geçmiş olan bir söylencedir. Hikaye Türklerin mağarada kurt tarafından beslenen çocuk motifi ile neredeyse birebir aynıdır.

Roma’nın kuruluşuna geri gidersek, Ataları Truva’dan kaçan Prens Aeneas’tır. Aeneas, Hektor’un kuzenidir. Bu soydan gelen Rhea Sylvia ki Kral Numitore’nin kızı ve ona darbe yapan Amulion’un da yeğenidir. Krallığı Amulion soyundan devam etmesi için, Kralın kızı Rhea Sylvia cinsellik yaşamamalı ve çocuk sahibi olmamalıdır Ancak Mars, (Savaş Tanrısı) Rhea Sylvia’ya aşık olur ve ondan hamile kalır. İkiz çocukları dünyaya gelir

Darbeci Kral Amulios (Kral Numutore’nin kardeşi, Rhea Sylvia’nın amcası) çocukların boğdurulmasını emreder, ancak boğmak ile görevlendirilen köle, çocuklara acır ve bir sepete koyarak Tiber nehrine bırakır. Bu sepet şimdiki Roma civarında bir incir ağacı altında dallara takılır ve bir siyah dişi kurt (Lupa), ki yavrularını kaybetmiştir, ağlama sesini duyar onları emzirir. Çoban Faustulus onları bulur, evine, Alba’ya götürür. Faustulus ve eşi tarafından büyütülen ikizler daha sonra genç bir çoban ve aynı zamanda savaşçılar grubunun lideri olurlar.

Adları Remus ve Romulus dur. Büyüdükleri zaman kimliklerini öğrenir ve Alba Longa’ya dönerler. Kral Amulios’u öldürürler ve dedeleri Numitore’yi tekrar tahta çıkarır, kral ilan ederler. Kraldan aldıkları izin ile yeni bir şehir kurmak isterler, tabii yer olarak da kurtun onlara süt verdiği bugün ki Roma bölgesini seçerler. İkizler yeni şehiri kurup, şehrin surlarını inşa ettirmeye başlarlar. Romulus’un inşa ettirdiği surların büyüklüğüyle alay eden Remus, öfkeli kardeşi tarafından öldürülür. Bu Palateon tepesinde yeni kurulan şehre böylelikle Roma adı verildi. Roma’nın genel olarak kabul edilen kuruluş tarihi M.Ö. 753’tür ve Romulus’da Roma’nın yedi kralının ilki oldu.

Gerçekte yaşayıp, yaşamadıkları dahi tam bilinmeyen ikizlerin, tarihte gerçek kişiler oldukları şüphelidir. 22 Şubat 2020’de, Roma’da süregelen kazılarda bulunan bir lahitin Romulus’a ait olabileceği söylenir ancak lahittin, kalıntı içermemesi sebebiyle kesin bir sonuca varılamayacağı da ifade edildi.

Bu kadar benzer hikayeleri dinleyince ve Roma’nın kurucularının ataları kabul edilen Aeneas ve yanındakilerin, hikaye yüzyıllar içinde ne kadar değişmiş olsa da, Truva’dan geldiğini kabul edersek sanki bir akrabalık olmalı diye insan düşünmeden edemiyor…

Siz ne düşünüyorsunuz?

Bu haftalık bu kadar olsun.
Her pazar saat 09:05 te yeni bir yazı ve konu ile karşınızdayım…

Hayat paylaşınca güzel!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.