Bu hafta yazımda her hafta olduğu gibi, değerli Blog Takipçilerime & Misafirlerime Roma İmparatorluğu, Roma ve/veya İtalya hakkında ilginç bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu hafta üç bölümden oluşan yazımın üçüncü ve son bölümünde, ünlü gezgin ve kaşif Marco Polo‘yu büyüteç altına aldım.
Fakat tüm bu seyahatler içerisinde belki en önemli görevlerinden biri 1292 yılında, babası ve amcasına Kubilay Han tarafından verilen bir görev ile zamanın İran Şahı ile evlenmesi ön görülen bir prensesi İran’a götürmekti. Deniz yolundan 14 gemi ve 600 kişiyle başlayan seyahat 18 ay sürmüş ve bu zorlu ve önemli yolculuğun sonunda İran’a 20 kişi ile varabilmişti.
Polo sonraki on yedi yılını Çin’de geçirdi. Kubilay Han, ilgi çekici bir hikaye anlatıcısı olan Marco Polo‘yu çok sevdi ve onu imparatorluğu boyunca birçok diplomatik misyona gönderdi. Marco Polo bu diplomatik görevleri yerine getirdi ancak gezdiği topraklar hakkında ilginç hikayeler ve gözlemleri ile Hanı eğlendirdi. Marco Polo bu kısmen zorunlu misafirliği boyunca, sürekli Avrupa’ya dönmek için izin istemiş, ancak aktarıldığı kadarı ile Kubilay Han misafirlerini o kadar takdir etmişti ki, gitmelerine izin vermemiş.
24 yıllık Asya seyahatinin ardından 5 Eylül 1298 tarihinde Venedik’e geri döndüklerinde yaygın bir efsaneye göre, Venediklilerin Cenevizliler ile Curzola savaşında olduklarını gördü. Cenevizliler tarafından kazanılan savaş sonrası Marco Polo, doksan Venedik gemisinden birindeydi ve Kilikya’daki Laiazzo’da Cenevizliler’e esir düşmüştü. Esir hayatındaki hikayelerini hücre arkadaşı Pisa’lı Rusticheollo’ya yazdırmıştır. Arkadaşına yazdırdığı bu kitapta farklı halkların kültürü, toplumsal hayatı ve töreleri ince detaylara kadar anlatılmıştır. Yazdırdığı eser, Avrupalıların Uzakdoğu ve Afrika’yı tanımasına yol açmıştır.
Onurlu ve devlet görevleri yapan Marco Polo, özellikle resmi görevleri için, hala çok zor olan yollar boyunca Hindistan, Yunnan, Tibet ve Burma’ya gitti.
Marco Polo, Asya ve Çin’e yaptığı seyahatlerde yazdığı detaylı kitap, dünya çapında tanınan biri olmasını sağlamıştır. Hatta yazdığı kitap Kristof Kolomb dahil olmak üzere birçok gezginin ilham kaynağı olmuştur.
Ağustos 1299’da serbest bırakılan ve Venedik’e geri dönen Marco Polo, büyük bir saray satın aldı. Sonraki yıl işadamı Vitale Badoer’in kızı Patricia Donata Badoer ile evlendi ve üç kızı oldu: Fantina, Belella ve Moreta.
Marco Polo, Orta Asya ve Çin gibi Avrupalıların neredeyse tamamen bilmediği bölgelere giden ilk Avrupalı tüccar değildi, ancak bu deneyiminin detaylı anlatımını kaleme aldıran ilk kişiydi. Avrupa’ya gördükleri hakkında olağanüstü bilgiler aktardı ve seyahatleri sırasında öğrendiklerini kitaba ilave etti. Marco Polo‘nun o dönemde elde ettiği birikim, Avrupa’nın Asya Kıtası hakkında bilgilerini, ilk kez bu boyutta derlediği bir kaynaktı, daha sonra “İpek Yolu” olarak bilinecek ideal bir “köprü” açılmasına yardımcı oldu. Marco Polo’nun yazdırdığı kitabı olan Milion’u Kristof Kolomb gibi Avrupalı gezginlere ve sonraki nesillere ilham kaynağı oldu aynı zamanda Mauro’nun dünya haritasına ipuçları ve materyaller sağladı.
8 Ocak 1324’te Venedik’teki evinde dünyaya gözlerini yumdu. Ölüm anında, San Procolo’nun rahibi Giovanni Giustiniani’ye son vasiyetini yazdırdı. İşte tam da burada, hayata veda etmeden önce; etrafı, ailesi, arkadaşları ve hayranları ile çevriliyken ondan kitabının sadece bir hayal ürünü olduğunu itiraf etmesi istendi. Ancak Marco Polo, son sözlerini söyleyerek, “Kimse bana inanmayacağı için, gördüklerimin yarısını bile anlatmadım.” demekle yetindi.
Castello Sestiere’de San Lorenzo kilisesinde gömülmüş, kalıntıları 16. yüzyılın sonlarında kilisenin yeniden inşası sırasında kaybolmuştur.
Bu haftalık bu kadar olsun.
Her pazar saat 09:05 te yeni bir yazı ve konu ile karşınızdayım…