Bu hafta yazımda her hafta olduğu gibi, değerli Blog Takipçilerime & Misafirlerime Roma İmparatorluğu, Roma ve/veya İtalya hakkında ilginç bir konudan bahsetmek istiyorum. Sicilya’da Villa del Casale bu haftaki konum. İyi okumalar.
İtalya doğal olarak, Roma dönemi tarihi eserleri, ören yerleri ve kalıntılarıyla doludur. Ne kadar güzel denizi enfes yemekleri ile ünlenmiş olsa da, Sicilya’nın ise neredeyse her yeri tarih sevenler için bir hazine değerindedir.
Çoğu zaman Roma villaların neye benzediğini pek hayal edemiyoruz, ancak burada duvarlarda ve zeminlerde görülen mozaikleri o kadar güzel ki, detayları görebiliyor ve villanın etkileyici yapısını net görebiliyoruz. M.S. I. YY da yapımına başlanan villanın ilk kullanıcısı muhtemelen Marcus Aurelius Maximianus olduğu tahmin ediliyor. 4000 metrekareyi aşan alanı ile Villa del Casale’nin tarihi M.S. 320 – 350’de başlıyor. Bazı bilim adamlarına göre Roma Senatör aristokrasisinin bir üyesine, belki de İmparator Konstantin döneminde Roma’nın Bölge valisine ait olma ihtimali yüksek.
Gela nehri vadisinde, Mangone Dağı’nın eteklerinde yer alan Piazza Armerina Akdeniz’deki geç antik çağın en prestijli anıtsal yapılarından sayılıyor. M.S. IV. YY da inşa edilen Villa Romana del Casale, kendi tarzının en güzel örneklerinden biri ve en iyi korunmuş sayılan büyüleyici mozaiklerle süslenmiştir. Ortaçağdan kalma sokaklar, Rönesans ve Barok saraylar aracılığıyla bizi zamanda geriye götürebilecek tarihi bir merkeze sahip olan bu bölge, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesinde olup, Roma lüksünün bir örneği olan Villa Romana del Casale ile dünyaca ünlüdür.
Arap döneminde yerleşim yeri olan kasaba, Normanlar tarafından kısmen tahrip edildi ve daha sonra neredeyse tamamen Mangone Dağı’ndan gelen çamur yığınıyla 700 yıl toprak altında kalmıştır. Böylece içerisinde bulunan muhteşem mozaikler rüzgar, yağmur ve/veya güneşin zararli etkilerinden korunarak bugüne rahatlıkla ulaşmışlar. Villanın keşfi 1950’li yıllarda kazı yapan arkeolog Gino Vinicio Gentili’ye ait, Villa Romana del Casale, antik Roma villalarının en iyi örneklerinden biri ve bir o kadar da iyi korunmuşu dersek pek yanlış da olmaz. 2013 yılında ziyarete açılan Villa aynı zamanda Roma dönemindeki zengin ve güçlü sosyal ve ekonomik sınıfın yaşamını, yaşamında lüksü göstermeye devam etmektedir. Kahramanların ve tanrıların tasvirleri, av sahneleri, oyunlar ve günlük yaşamın yer aldığı, halen mükemmel durumda olan muhteşem mozaikleri nedeniyle 1997 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine olarak tanınmıştır.
Piazza Armerina’daki Villa del Casale’nin mozaikleri her yıl dünyanın her yerinden milyonlarca ziyaretçinin ilgisini çekmektedir, belki Sicilya’yı gezmeye antik villadan başlamaya değer.
Başlangıçta, bu görkemli villanın bulunduğu yerde, geçmişi 1. YY a kadar uzanan özel bir su sistemi ile bir yerleşim vardı. M.S. 320 – 350 civarında villa, öncekinden daha karmaşık bir plana göre bölünmüş bir ev (Domus) olarak yeniden inşa edilmiş ve çok renkli mozaiklerden oluşan muhteşem süslemelerle zenginleştirilmiş. Tamami bu muhteşem mozaiklerle kaplı ve hayranlık duyulacak bu villanın, en ünlü odası ”Bikinili Kızlar” Mozaiğinin bulunduğu bölüm. Burada o zamanın modasının çok ötesinde olduğu kabul edilen, modern zamanların bikinilerini giymiş dokuz genç kız tasvir edilmiş, bu kızların bazıları çeşitli spor aletleri ile sanki olimpiyatlara hazırlanır vaziyette resmedilmişler.
Villanın bulunduğu bölge İ.S. V. YY kadar soyluların ikametgâhlarının bulunduğu bir bölge rolünü oynamış, daha sonra üzerlerine bir Müslüman yerleşimi oluşmuş. Ancak XII. YY ın ikinci yarısına doğru, Norman döneminde eski yerleşim alanının terk edilmesi ve eski binaların yıkılması ile açığa çıkmış. Şimdi şehrin güneybatısında XV. YY a kadar antik yerleşimin bulunduğu bölgede bir köyün varlığı bilinmekteymiş, ancak Geç Orta Çağ’da o da terk edilip ve kısmen yıkılmış.
İlk kayda değer buluntular 1761 yılında gün yüzüne çıkmış, ancak aktif kazılara 1778 yılına kadar başlanamamış. Piazza Armerina’nın en yüksek noktasında Sicilya Barokunun muhteşem bir örneği olan bir Katedral bulunmaktadır. Katedralin hakim olduğu meydanda 17. yüzyılın sonlarında inşa edilen Trigona Sarayı da bulunmaktadır. Bina, Sicilya geç Barok sivil mimarisinin örneklerinden biri olup 4 kat üzerine inşa edilmiştir ve bugün Şehir ve Bölge Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktadır.
Bu haftalık bu kadar olsun.
Her pazar saat 09:05 te yeni bir yazı ve konu ile karşınızdayım…
