Venedik, Tetrark Heykeli (Dörtlü Yönetim)

Venedik, Tetrark Heykeli (Dörtlü Yönetim)
1'den 5'e değerlendirmek için yıldıza tıklayın!
[Toplam: 32 Ortalama: 4.9]

Bu hafta yazımda her hafta olduğu gibi, değerli Blog Takipçilerime & Misafirlerime Roma İmparatorluğu, Roma ve/veya İtalya hakkında ilginç bir konudan bahsetmek istiyorum. Venediklilerin dört hırsız adını taktığı, aslen İstanbul’dan gelen heykeller grubu, bu hafta işleyeceğim konu olsun.

San Marco Bazilikası’nın dışında, Doge Sarayı’nın şimdiki çıkış kapısının hemen köşesinde, “TETRARCHS” adı verilen ünlü heykeller grubu bulunmaktadır.

Gerçekte ikisi de 1.30 cm yüksekliğinde ve 3. yüzyılın sonu veya 4. yüzyılın başına tarihlenen dört heykelden oluşan iki grup olarak bugün net olarak görünmektedir. Başlangıçta iki sütunun parçası oldukları bilinmektedir.

Peki bu kişiler kimlerdi?
Kıdemli Tetrarklar (Augustine olarak adlandırıldılar) Diocletianus ve Maximian’dı, daha genç/küçük Tetrarklar ise (Caesars olarak adlandırıldılar) Konstantius ve Galerius’dur.

Heykeller Konstantinopolis’te (bugün İstanbul) daha büyük bir heykel grubuyla birlikte Philadelphion (Filadelfion) olarak bilinen anıtsal meydanda bulunuyordu.

Peki adı geçen bu meydan bugün neresidir?
Theodosius Forumu’nu (bugün yaklaşık Beyazıt Meydanı, İstanbul) geçtikten sonra Mese (bugün kısmen Divanyolu/Tramvay Yolu) caddesi ikiye ayrılırdı. Bunlardan biri, bugün Aksaray ve ardından denize doğru yönelip Cerrahpaşa olarak anılan semtlerden geçerek Yedikule’ye Altın Kapı’ya çıkardı. Diğeri, Şehzadebaşı ve Fatih’ten geçerek Charisius Kapısına (bugün Edirnekapı) ulaşırdı. Yolun çatallandığı bölgede bir meydan olduğu düşünülmektedir. (Bugün meydana ait olduğu düşünülen devasa sütun parçaları & başlıkları yol kenarında görülmektedir.)

VIII. Yüzyılda yazılan bir belgeye göre Filadelfion’un asıl adı ön duvar anlamına gelen Proteikhisma idi. İmparator Carus tarafından yaptırılan bir şehir kapısı da burada bulunmalıydı. Proteikhisma’nın Septimius Severus tarafından Bizantion’un yeniden inşası sırasında savunma amacıyla yaptırılan bir duvar olduğuda tahmin edilmektedir. Burada Büyük Konstantin’in, annesi Helena’nın heykellerinin bulunduğuna dair kayıtlar da mevcuttur.

Meydanının “Kardeş Sevgisinin Yeri” anlamına gelen adının, Konstantin’in 337’deki vefatından sonra oğullarının orada buluşmalarından ve babalarına bağlılıklarını ifade eden heykelin burada bulunmasından geldiğini söylüyor. Ancak bu olay hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Konstantin’in oğulları onun ölümünden sonra Panonya’da buluşmuştur. Panonya, Drava, Sava ve Tuna Nehirlerine yakın, şu anda Macaristan sınırları içerisinde, eskiden Lombardlar’a, Roma İmparatorluğu’na, Doğu Roma İmparatorluğu’na ve Sırplar’a ait olmuş bir bölgenin adıdır.

1204’teki Dördüncü Haçlı Seferi sırasında yağmalanıp Venedik’e götürülen Tetrark Heykelinin buradan olduğu tahmin edilirken, Bodrum Camii yakınlarında bulunan heykelin ayak ucu parçalarıyla bu varsayım kuvvetlenmiştir.

Bodrum Camii bugün nerededir, eskiden neresiydi?
Tam adıyla, “Bodrum Mesih Paşa Camii” veya orjinal adıyla “Mirelayon Kilisesi”, İstanbul’da Laleli bölgesinde, Doğu Roma döneminden kalma dini yapıdır. X. yüzyılda Myrelaion Manastırı’nın kilisesi olarak Doğu Roma İmparatoru Romanos Lekapenos tarafından yaptırılmıştır. İstanbul’un fethinden sonra II. Bayezid döneminde Sadrazam Mesih Paşa tarafından camiiye çevrilmiş, bugünkü adını almıştır.

Yunancadan türetilen “Tetrarşi” terimi, “Tettares” (dört) ve “Archein” (yönetmek) ile bağlantılı olan “Tétra” isminden oluşur; geçmişi antik Yunan’a kadar uzanan bir yönetim biçimidir. Bir bölgenin her biri ayrı bir kişi/idare tarafından yönetilen dört parçaya bölünmesi manasındadır. Antik Yunan’da ve Erken Roma İmparatorluğu’nda Tetrark bu nedenle bir devletin dörde bölünmüş olan bir kısmının başıydı. Sistemin Roma İmparatorluğu’nun istikrarı için etkili olduğu iddia edilmişti.

Geleneksel olarak, Venedik’te ki bu heykel grubu, Tetrarşi ile bağlantılıdır ve yapılış tarihleri 293 ile 303 yılları arasında olmalıdır. Başlangıçta sütunların üzerinde ve yaklaşık sekiz metre yükseklikte olmalıydılar.

Figürler ikişer ikişer birbirini kucaklıyorlar, böylece Sezarlar ile Augustilerin kardeşliğini simgeliyordu. Pannonian kaskları ve süslü zırhları (Lorica) ile aynı elbiseleri giyiyorlar. Kabzası kartal başı şeklinde olan bir kılıcı sıkıca tutuyorlar.

Her iki çiftte de sağ elini diğerinin sol omzuna koyan imparatorlar sakallıdır, belki de Augustus’un Sezar’a göre daha yaşlı olduğunun altını çizmek istemektedirler.

Bu çalışma, aynı zamanda porfir gibi sert bir malzemenin işlenmesindeki özel becerileri nedeniyle Mısırlı işçilere atfedilmektedir.

TETRARCHS’ye Venedikliler tarafından “dört hırsız” lakabı takılmıştı çünkü bir efsaneye göre onların gerçekte dört kötü adam olduğu, San Marco hazinesini saygısızca çalmaya çalışırken ilahi gazapla çarpılmış ve taşlaşmışlardı.

Bu haftalık bu kadar olsun.
Her pazar saat 09:05 te yeni bir yazı ve konu ile karşınızdayım…

Hayat paylaşınca güzel!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

WhatsApp İletişim