Bu hafta yazımda her hafta olduğu gibi, değerli Blog Takipçilerime & Misafirlerime Roma İmparatorluğu, Roma ve/veya İtalya hakkında ilginç bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu hafta konum, Roma, Palestrina, Fortuna Primigenia Tapınağı’nın kalıntıları…
Fortuna Primigenia kutsal alanı, M.Ö. 204 yılında Publius Sempronius Tuditanus tarafından Praeneste’de (şimdiki Palestrina, Roma’nın 35 km doğusu) bulunan antik bir Roma dini kompleksiydi.
Lazio Bölgesinin büyük Roma kutsal alanlarını sıralamak gerekirse, ilk akla gelen şehirler şunlardır, Palestrina, Terracina ve Tivoli.
Palestrina kutsal alanı bu sıralamada ilk sıradadır & Lazio’da ki büyük Roma kutsal alanları listesinin bir parçasıdır. Terracina’daki Jüpiter Anxur Tapınağı & Tivoli’deki Herkül Victor Kutsal Alanı ile birlikte, inşaatı büyük olasılıkla Helenistik Dönemin teraslı büyük binalardan esinlenilmiştir. Rodos’taki Athena Lindia Tapınağı buna en güzel örneklerden biridir. Fortuna Primigenia Kutsal Alanı, M.Ö. 2. Yüzyılın sonlarında çok yüksek bir teknik ve üslup düzeyiyle inşa edildi. Muhtemelen, bölgeden gelen para ve insan gücü akışıyla kendilerini zenginleştirdikten sonra kendilerini kanıtlamaya istekli olan vatandaş grupları sayesinde bu ihtişam ile inşa edilmiştir. Savaşlardan gelen ganimetler & hatırı sayılır ticaret gelirleri sayesinde büyümüştür.
Kutsal alanın içindeki tapınak, tanrıça Fortuna Primigenia’ya ve ilk doğanların şansına adanmıştır. Anne & babalar, yeni doğan ilk çocuklarını, bebeklik döneminde hayatta kalma ve soylarını sürdürme olasılığını artırmak için tapınağa getirirdiler.
Peki Fortuna Primigenia kimdi?
O, bir tanrıça ve dolayısıyla bir Ana tanrıça olan Jüpiter’in çocuklarının “ilk doğanları” idi. Kültü her zaman doğurganlıkla ilişkilendirilirdi, ancak başından beri aynı zamanda kehanet yapan bir tanrı olarak da nitelendirildi. Aslında burada, kutsal kuyunun bulunduğu yerde, kahin koltuğu bulunuyordu & yakınında Jüpiter ve Juno’yu çocukken emzirme eylemini tasvir eden bir Şans heykeli vardı. Bu görüntü, Prenestina tanrısallığının iki ayrıcalığı olan annelik ve doğurganlık alanını hatırlatıyordu. Ve burada şehrin kadınlarının ve kızlarının Fortuna onuruna gerçekleştirdikleri, adakların kurban edildiği ana Castissimae ayini de gerçekleşti.
İtalya’nın Palestrina kasabasında bulunan Fortuna Primigenia Tapınağı, mimari ihtişamı ve sanatsal güzelliği ile tanınan antik bir Roma dini kompleksidir. Tanrıça Fortuna Primigenia’ya adanan bu muhteşem kutsal alan, Roma İmparatorluğu döneminde ibadet ve hac merkezi olarak hizmet vermiştir.
Kutsal alan ve terasları
Kutsal alan, daha önce de belirtildiği gibi, rampalar ve merdivenlerle birbirine bağlanan, tepenin yamaçlarına tırmanan altı seviyenin bulunduğu teraslardan oluşur. Yarım daire şeklinde düzenlenmiş revaklar ve alanlar, Nymphaeum’lar ve sütunlar, bir heykel cümbüşü içinde dönüşümlü olarak yer alır. Çeşitli düzeylerde büyük ihtişamın mimarisi burada net görülmektedir. Son teras aynı zamanda bir revakla çevrelenmiş ve ortasında bugün sadece temelleri görülebilen küçük bir tapınak bulunan bir tiyatro oditoryumu da görünümündedir.
Ginestro Dağı’nın eteklerinde birkaç kata yayılan kutsal alan, önemli bir arkeolojik kazı alanı ve antik Roma’nın zengin kültürel mirasının bir kanıtı olmaya halen devam ediyor.
Kutsal alanın bugün hala ayakta olan kalıntıları, M.Ö. 80 civarında Lucius Cornelius Sulla’nın diktatörlüğüne tarihlenmektedir. Praeneste, bir sonraki neslin görkemli İmparatorluk tarzının habercisi oldu.
Şans Tapınağı, devasa taş altyapılara dayanan ve birbirine büyük merdivenlerle bağlanan, tepede bir piramidin yanı şeklinde birbiri üzerinde yükselen, en yüksekte taçlandırılmış beş geniş terastan oluşan bir diziyi kaplar. Bugün Palazzo Colonna Barberini’ye dahil olan yuvarlak Fortune tapınağının yanındaki teras ile ünlüdür.
Palazzo Barberini & Palestrina Ulusal Arkeoloji Müzesi
Yarı döngülü cephesi tam olarak Cavea’nın yapısını takip eden Palazzo Barberini, tüm ihtişamı ve zarafeti ile burada öne çıkıyor. Şu anda Palestrina Ulusal Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapan binada, antik Praeneste ve bölgesine ait en önemli buluntular korunmaktadır. En önemli müzelerden biri olarak, tarihi, kültürü ve sanatsal üretimlerinin en önemli eserlerini kapsayan ana temalara göre sıralanmış şekilde burada sergileniyor. En ilginç eserler arasında, Rodos’tan gelen gri mermerden Helenistik orijinal bir eser olan devasa Isis Fortuna heykeli, bu konunun korunmuş tek heykeli konumundadır, ayrıca Guidonia’nın Capitoline Üçlüsü ve Nil’in görkemli çok renkli mozaiği de yer alıyor. İskenderiyeli sanatçılar tarafından M.Ö. 2. yüzyılın sonlarında yaratılan Nil tufanı sırasındaki Mısır manzarasının eşsiz perspektifi, günümüze kadar korunmuş en büyük ve en önemli Helenistik mozaiklerden biridir. Kompozisyon, renk uyumu ve zenginlik açısından detaylı tam bir başyapıt.
Muhtemelen İtalya’nın en büyük kutsal alanı olan bu muazzam yapı, Lazio’nun büyük bir kısmından, Roma’dan ve hatta denizden görülebildiği için çok heybetli bir görünüm sunmuş olmalı.
Bu haftalık bu kadar olsun.
Her pazar saat 09:05 te yeni bir yazı ve konu ile karşınızdayım…