Bu hafta yazımda her hafta olduğu gibi, değerli Blog Takipçilerime & Misafirlerime Roma İmparatorluğu, Roma ve/veya İtalya hakkında ilginç bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu hafta üç bölümden oluşan yazımın ilk bölümünde, ünlü gezgin ve kaşif Marco Polo‘yu büyüteç altına aldım.
Marco Polo, 15 Eylül 1254 tarihinde İtalya’nın Venedik şehrinde soylu bir ailede doğmuş ve 8 Ocak 1324’te, tüm zamanların en büyük gezginlerinden ve kaşiflerinden biri olarak kabul edilen Marco Polo gene Venedik’te ölmüştür.
Doğumundan kısa bir süre sonra annesinin vefatı sonrası yetim kalan Marco Polo çocukluk ve ergenliğini Venedik’te geçirdi, orada yüksek sosyal statüsüne uygun iyi bir eğitim almış, özellikle matematik, coğrafya ve ticareti öğrenmiştir.
Çocukluk ve gençlik yıllarında, babasının tüccar olması sebebi ile onun yanında Akdeniz & Karadeniz Kıyılarında bulunan şehirlere giderek, bu yeni coğrafyaları keşfetme fırsatını genç yaşlarda yakalamıştır.
Babası, amcası ve kendisi tam 24 yıl süren Asya seyahatlerinde Uzak Doğu ile olan ticaret yollarını geliştirdiler. Çıktıkları ticari seyahatlerde tüccarların mallarını satmak için anlaşmalar yaptılar. Günümüzde bahsedilen “Risk Sermayesi”nin temeli bu olaylardan gelmektedir ve tarihteki ilk örneği Marco Polo tarafından uygulanmıştır.
Teoride Marco Polo zamanına göre harika bir çocukluk geçirmiş gibi görülmektedir. Ancak pratik hiç böyle değildir. Babasının ve amcasının çeşitli seyahatleri nedeni ve devamlı yolda olmaları sebebi ile, çoğu zaman babasından ayrı kaldı. Annesini çok erken yaşta kaybetti ve çocukluğunun neredeyse tamamını yalnız geçirdi. Babası dünyanın diğer ucunda mücevher ve değerli ürün ticareti ile uğraşırken, o kendi kendine büyümeyi öğrendi.
Marco Polo, gerek aile fertleriyle, belli bir zaman sonra tek başına özellikle Asya Kıtası gezilerinde Anadolu, Mezopotamya, İran, Türkistan, Pamir Dağları, Gobi Çölü ve Çin’i tanıma ve dolaşma şansına sahip oldu. O zamanlarda fazla seyyahlar olmadığı ve haber kaynaklarının kısıtlı olması sebebi ile, onun bu uzak diyarlarda yaşadıkları, gördükleri ve buna bağlı olarak anlattıkları, aktardıkları çok değerliydi.
Babasıyla ilk defa ne zaman mı tanıştı?
Her ikisi de tüccar olan babası Nicollò ve amcası Matteo Asya üzerinden ticari seferlere çıktılar, 1260 yılında Buhara ve Türkistan’dan geçerek Çin’e yöneldiler. 1266’da tekrar evlerine yani İtalya’ya dönüşe geçtiler. 1269 yılında Roma’ya vardılar.
1269 yılında, 15 yaşındayken, babası ve amcası Venedik’e geri döndüklerinde ilk defa babasını gördü. Ancak Venedik’e dönmelerinin sebebi oğlunu görmek değildi. Günümüz Çin’ini ziyaret eden Nicollò ve Matteo, orada Cengiz Han’ın torunu Kubilay Han ile tanışmışlardı.
Dönemin Moğol İmparatoru, Hristiyanlığa duyduğu ilgiyle Polo kardeşlerden 100 papaz ve dolu dolu kutsal su ile Çin’e geri dönmelerini istedi. Bu çılgın seyahatler Kutsal Roma İmparatorluğunda yaşayanlar için büyük bir gizem haline gelmişti. Böylesi bir kültürü tanımak Polo kardeşler için kaçınılmaz bir fırsat olmuştu.
Bu haftalık bu kadar olsun.
Her pazar saat 09:05 te yeni bir yazı ve konu ile karşınızdayım…
Haftaya Marco Polo‘nun ikinci bölümü…