Bu hafta yazımda, İ.Ö. 27 – İ.S. 14 yılları arasında Roma’nın ilk İmp. olan Augustus’tan bahsetmek istiyorum.
Augustus aslen Sezar’ın yeğenidir. Sezar’ın İ.Ö. 45’te vasiyetnameyle mirasçısı ve manevi oğlu (evlatlık) olarak Octaviusu belirler ve Augustus ertesi yıl Doğu Seferi için hazırlanan Sezar’ın ordusuna katılır. Sezar’ın İ.Ö. 44’te öldürülmesi üzerine Roma’ya gelir & manevi babasının adını (Caius lulius Ceasar Octavianus) alır.
Sezar’ın mal varlığına ve belgelerine el koyan Marcus Antonius ile arası açılır ve Sezar’ın eski askerlerini çevresinde toplamaya başlar. Yandaşlarının desteğiyle Senato’ya girer (İ.Ö. 43). Antonius ile gizlice anlaşıp, aralarına Lepidus’u da alarak, Sezar’ın katillerine karşı II. Triump’u (Üçlü Birlik) kurarlar. İ.Ö. 42 de Makedonya’da Sezar’ın katillerinden Brutus ve Cassius’a karşı yapılan Philippi Savaşı’nı Octavianus ve Antonius kazanır. İ.Ö. 40’ta geniş Roma topraklarının yönetimi Brindisium’da (bugün Bindisi) üç Trimup arasında paylaşırlar.
Bu paylaşıma göre İmparatorluğun doğusunda ki toprakları Antonius, batısındakileri Octavianus, Afrika’daki toprakları da Lepidus yönetecektir. Antonius’un Parthiarla başarısız savaşı, Kleopatra ile bir Doğulu kral gibi yaşaması Romalılar tarafından iyi karşılanmaz. Octavianus ise uyumlu yönetimiyle bölgesinde yaşayan herkesi hoşnut eder. Antonius ile aralarının açılması üzerine İ.Ö. 31 de Yunanistan’ın kıyı kenti Actium’da yapılan deniz ve kara savaşlarını Octavianus kazanır ve Mısır’da savaştan da başarıyla çıkan Octavianus tek egemeni olduğu Roma’da yüzyıllardır süren toplumsal bunalıma ve iç savaşa son verir, hemen peşinden genel barış ilan eder. Roma Yönetimini yeniden düzenler; İ.Ö. 28 de senatörlerin sayısını 1.000’den 800’e indirir (bu sayı İ.Ö. 18’de 600 olur); yurttaşların devlete olan borçlarını bağışlar. Roma topraklarmdaki tüm tapınakların onarımını emreder; Cumhuriyete ve onun yasal kurumlarma yeniden işlerlik kazandırmak ister ve tüm yetkilerini Senatoya bırakır. Bunun üzerine Senato ona kutsal bir anlam taşıyan, Augustus unvanını verir, yönetimde sınırsız yetkiler tanır (İ.Ö. 27). Böylece Roma’da imparatorluk olarak kabul edilen Principatus dönemi başlar.
Bu dönemde Augustus eyaletlerin yönetimine yenilikler getirir. İçinde asker bulunan ve sınırlarda yer alan eyaletleri Roma İmparatorluğuna bağlar. Eyalet valilerinin elinden mali yetkileri alır, görevlilere aylık vererek devletin memuru yapar, yolsuzlukları önler, vergi toplayanların baskısından halkı kurtarır. İ.Ö. 12’de başrahip Lepidus’un ölümüyle Pontifex Maximus (Baş Rahip) unvanını da alır. Böylece mülki, dini ve mali yetkileri elinde toplar, İmparatorluğun her yerinde bayındırlık işlerine ağırlık verir; ordunun bir bölümünü serbest bırakır/dağıtır. Döneminde Mısır (İ.Ö. 30), Küçük Asya (Anadolu), Galatya (İ.Ö. 25) ve Judea (İ.S. 6) Roma eyaleti oldu. Sorunları barışçı yollarla çözmeye çalışır.
Aile bağlarını güçlendirmek için yasalar çıkartır. Şair ve yazarları korur. Titus Livius’a onun zamanına kadar olan Roma tarihini yazdırır. Ayrıca Vergilius Maro’ya, Roma’nın kuruluşunu anlatan ulusal bir destan yazdırır. Onun yönetim döneminde Roma Edebiyatı en parlak dönemini yaşar.
Augustun’un oğlu yoktur. İkinci karısından olan kızıyla, üçüncü karısının oğlu Tiberius’u evlendirir. Ölümünden önce, yaptığı işleri anlatan Res Gestae Dive Augusti adlı bir eser yazdırır. Bunu Vesta Tapınağı’ndaki rahibelere teslim eder. Ölümünden sonra tahta geçen Tiberius’un Senato’da okuduğu bu eser, vasiyeti üzerine, iki sütuna yazdırılarak adını taşıyan tapınağın önüne dikildi, kopyaları da eyaletlere gönderilir
Ankara’da Hacıbayram Camisi’nin bitişiğindeki Augustus Tapınağı’nın duvarlarında Latince ve Eski Yunanca yazılmış tam metni bulunan, ayrıca Antiokheia’da (Yalvaç) Latince ve Apollonia’da (Uluborlu) eski Yunanca yazılmış parçaları ele geçen bir tür siyasal vasiyetname olan bu yazıtın dünyada başka yerde örneği yoktur.








